Aşırı Hassas Olmak Ne Demek? Bir Hikaye Üzerinden Anlamak
Birçoğumuz, “aşırı hassas” kelimelerini duymaktan yorulmuş olabiliriz. Ama bu ifade gerçekten ne demek? Bir insanın duygusal dünyası, çevresindekiler tarafından nasıl anlaşılır? Gelin, bir hikâye üzerinden bu sorunun peşinden gidelim.
—
Oyun Alanı
Zeynep, sabahları işe gitmek için hazırlık yaparken, birden telefondan gelen bir mesaj onu çarpmıştı. “Zeynep, biraz daha güçlü olsan keşke. Her şeye bu kadar tepki verme.” Mesajı gönderen, en yakın arkadaşı Can’dı. Zeynep, telefonu elinden düşürmemek için derin bir nefes aldı. Her zaman böyle olmuştu. Kendini bir şeye fazlasıyla takarken, etrafındaki insanlar “aşırı hassas” olduğunu söylüyorlardı.
Can, Zeynep’in en yakın arkadaşıydı. Erkek arkadaşları arasında “stratejik” ve “çözüm odaklı” olarak tanınırdı. Eğer bir sorun varsa, çözümü bulmaya çalışır, sıkıntılarla ilgilenmek yerine bir çözüm üretmeye odaklanırdı. Zeynep’in duygusal patlamaları ve hassasiyetleri ise ona hep gereksiz gelirdi. “Daha güçlü olmalısın, Zeynep,” demek kolaydı, ama Zeynep’in içindeki fırtınayı anlamak… Onu anlamak, Can için her zaman zordu.
—
Zeynep’in Dünyası
Zeynep’in yaşadığı dünya biraz farklıydı. İçsel bir denge arayışı vardı, duygularının sesini her zaman daha fazla duyuyordu. En ufak bir kırgınlık, ona büyük bir acı verirken, yaşadığı mutluluk ise yüreğinde rüzgar gibi esiyordu. Can’ın mesajını okuduktan sonra, bir süre hareketsiz kaldı. İçinden bir şeylerin kırıldığını hissediyordu. Bu kadar duyarlı olmak, bazen gerçekten zordu. Ama o, duygularıyla yaşar, bu dünyanın ona sunduğu her renkten derin bir anlam çıkarırdı.
Zeynep, Can’a yazdığı mesajı hemen silmedi. Çünkü bir şeyi fark etmişti: Can çözüm arayışında olsa da, duygularının derinliklerini anlamadığı sürece, ona yardım etmesi imkansızdı. “Aşırı hassas” olmanın ne demek olduğunu, Can’a anlatması gerekirdi.
—
Bir Gece, Bir Sohbet
Bir hafta sonra, Zeynep ve Can buluşmaya karar verdiler. Zeynep, birkaç derin nefes aldıktan sonra, Can’a dönerek, “Can, sana bir şey anlatmak istiyorum,” dedi. Can, gözlerini ona çevirdi ve içten bir gülümseme ile, “Dinliyorum,” dedi.
Zeynep konuşmasına devam etti: “Biliyor musun, bazen duygusal olarak boğuluyorum. Küçük bir şey bile dünyamı alt üst edebiliyor. Senin ‘güçlü ol’ dediğin gibi, sadece çözüm arayarak bir şeyin üstesinden gelmeye çalışmıyorum. Hislerim o kadar güçlü ki, onları bastıramıyorum.” Zeynep’in sesindeki kırılganlık, Can’ın kalbinde bir şeylerin yerinden oynadığını hissettirdi.
“Yani diyorsun ki, ben seni anlamıyorum,” dedi Can, biraz düşünerek.
Zeynep, başını sallayarak, “Evet,” dedi. “Bazen daha fazla hissettiğimi düşündüğümde, ‘aşırı hassas’ olduğumu duyuyorum. Ama gerçek şu ki, duygularım beni ele geçirdiğinde, tek istediğim şey birinin bunları anladığını görmek. Bu, çözüm değil, bir bağlantı arayışı. Birinin yanında olmasını istiyorum. Her şeyin üstesinden gelmek için güçlü olmak değil, birinin seni gerçekten anlaması için var olması gerek.”
Can, Zeynep’in söylediklerini içselleştirmeye çalıştı. “Bu, gerçekten çok farklı bir bakış açısı,” dedi. “Benim çözüm odaklı yaklaşımım her zaman işe yaramıyor, değil mi?”
Zeynep, gülümsedi. “Evet, bazen çözüm aramak yerine, sadece var olmak yeterli olabilir.”
—
Sonuç: Aşırı Hassas Olmak
Zeynep ve Can’ın sohbeti, “aşırı hassas” olmanın ne demek olduğunu tam olarak anlamalarına yardımcı olmuştu. Aşırı hassas olmak, aslında duyguların yoğunluğunu hissetmek ve bu duygularla yüzleşmekti. Erkekler çoğu zaman çözüm odaklı yaklaşırken, kadınlar duygusal anlamda bir bağ kurma arayışına girerler. Bu, bazen iki farklı dünyanın kesişiminde bir gerilim yaratabilir.
Aşırı hassas olmak, zayıflık değil, duygusal bir derinliktir. Bu dünyada her insanın duygusal bir boyutu vardır, ama bazen bu boyut, başkaları tarafından anlaşılmak ister. Zeynep’in hikayesindeki gibi, duygularla başa çıkmak bazen yalnızca birinin yanında olmakla mümkündür.
Peki ya siz? Aşırı hassas olmanın sizin için anlamı nedir? Çevrenizdeki insanlar sizin duygularınızı anlıyor mu? Yorumlarda düşüncelerinizi paylaşarak, bu hikayeye katılın.