İçeriğe geç

İlk cülus bahsisini kim getirdi ?

İlk Cülus Bahsisini Kim Getirdi? Tarihten Bugüne Uzanan Bir “Hayırlı Olsun” Meselesi

İzmir’deyim. 25 yaşındayım. Arkadaş ortamında en çok espri yapan kişi olduğum söylenir ama kimse geceleri kafamın içinde dönen düşünceleri bilmez. Gündüz gülerim, akşam “neden böyleyiz?” diye tavana bakarım. İşte tam da böyle bir ruh hâliyle, geçen gün saçma bir muhabbetin ortasında bu soru düştü masaya: İlk cülus bahsisini kim getirdi?

Normalde böyle bir soruya “ya boş ver” denir. Ama ben durur muyum? Durmadım. Çünkü bu soru sadece Osmanlı tarihiyle ilgili değil; bizim bugün hâlâ neden her başarıyı parayla, ikramla, tatlıyla kutladığımızın da cevabı olabilir.

İlk Cülus Bahsisini Kim Getirdi? Önce Bir Tanım

En baştan alalım. Cülus bahşişi, Osmanlı’da yeni padişah tahta çıktığında askere ve devlet görevlilerine dağıtılan bir tür “hayırlı olsun” parasıydı. Yani bugünkü dille söylersek:

– Yeni yönetici geldi

– Herkes sıraya girdi

– “Bir hayrını görelim” denildi

Evet, sistem kabaca buydu.

Peki ilk cülus bahsisini kim getirdi? Tarihçiler bu uygulamanın düzenli hâle gelmesini I. Murad dönemine kadar götürüyor. Ama asıl klasikleşmesi Fatih Sultan Mehmet’ten sonra oluyor. Yani olay bir anda çıkmıyor, yavaş yavaş “gelenek” oluyor.

İzmir’de Bir Kafede Geçen Hayali Sahne

Bunu arkadaşlara anlatıyorum, biri sözümü kesiyor:

— “Yani padişah değişince herkes para mı alıyordu?”

— “Evet.”

— “Abi bu bildiğin prim.”

— “Aynen.”

Sonra iç sesim devreye giriyor:

“Bir dakika… Biz hâlâ aynısını yapmıyor muyuz?”

Yeni müdür geliyor, ekip yemek bekliyor. Yeni işe giren çay ısmarlıyor. Doğum günü olan tatlı getiriyor. Askerliğini bitiren kebap söylüyor. Kim başlattı bunu? İlk cülus bahsisini kim getirdi sorusu bir anda tarihten çıkıp masadaki çay bardağına düşüyor.

Tarihte Mantıklı, Bugün de Tanıdık

Osmanlı’yı düşünelim. Yeni padişah geliyor ama ortada küçük bir sorun var: Ordu güçlü, asker silahlı, herkes tetikte. “Bu yeni adam bize ne yapacak?” havası var. İşte cülus bahşişi tam burada devreye giriyor.

Mesaj net:

“Merak etmeyin, sizi düşünüyorum.”

Yani ilk cülus bahsisini kim getirdi sorusunun arkasında sadece cömertlik değil, ciddi bir denge politikası var. Hem gönül alıyorsun hem de sadakati pekiştiriyorsun. Bugün bunu farklı isimlerle yapıyoruz ama mantık aynı.

Kendimle Dalga Geçtiğim Bir An

Geçen ay bir arkadaş grubu kurduk. WhatsApp grubunu ben açtım. İçimden bir ses dedi ki:

“Bunu sen kurduysan ilk kahveler senden.”

Bir an durdum. Kim dedi bunu? Kim öğretti? I. Murad mı? Fatih mi? Yoksa bu cülus bahşişi zihnimize mi kazındı?

Gülüyorum ama bir yandan da düşünüyorum. Çünkü bu refleksler tesadüf değil. Tarih, fark etmeden davranışlarımızı şekillendiriyor.

İlk Cülus Bahsisini Kim Getirdi? Mizahın İçindeki Cevap

Evet, tarihsel olarak ilk cülus bahşişi uygulamasını başlatan Osmanlı padişahları. Ama işin mizahi cevabı şu olabilir: “Bizim memleketin ‘ayıp olmasın’ kültürü.”

Cülus bahşişi zamanla beklentiye dönüşüyor. Hatta verilmezse sorun çıkıyor. Yeni padişah tahta çıkıyor ama bahşiş gecikiyor mu? Hemen homurdanmalar başlıyor. Bugün de aynı değil mi?

— “Doğum günüm geçti ama pasta yok.”

— “Terfi aldın, hâlâ kutlama yapmadın.”

İçimden bir ses fısıldıyor:

“Geçmiş olsun, sen de bu zincirin bir halkasısın.”

Gülüp Geçiyoruz Ama Biraz da Fazla Düşünüyoruz

Ben mizah yapmayı seviyorum ama bazı şeyler kafama takılıyor. İlk cülus bahsisini kim getirdi sorusu bana şunu düşündürüyor: Biz neden sevinci bile borçla yaşıyoruz? Neden her mutlu anın bedeli var gibi hissediyoruz?

Belki de mesele para değil. Kabul görmek, paylaşmak, “ben buradayım” demek. Osmanlı askeri için bu bir kese altındı. Bizim için bazen bir kahve, bazen bir mesaj.

Sonuç: Cülus Bahşişi Bitmedi, Şekil Değiştirdi

Özetle, ilk cülus bahsisini kim getirdi sorusunun tarihsel cevabı belli. Ama asıl ilginç olan, bu alışkanlığın hâlâ bizimle yaşıyor olması. İzmir’de bir kafede otururken, espri yaparken, kendi kendimle dalga geçerken bile bu geleneğin izlerini görüyorum.

Belki de sorun değil. Belki bu, birlikte yaşamanın küçük bir bedeli. Ama yine de insan arada durup düşünüyor:

“Bir gün sadece ‘hayırlı olsun’ demek yetse, fena mı olurdu?”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
elexbet giriş adresihttps://tulipbett.net/